BİYOREMİDASYON
¢Asrımızın en büyük
problemlerinden biri haline gelen çevre kirliliğinde başrolü, zehirli atıklar
oynamaktadır. Bu maddeler çoğu zaman petrol, kimyevî maddeler, gıda maddeleri
ve kağıt fabrikaları gibi çeşitli sanayilerin atıklarıdır. Zehirli atıklar, insanlara
olduğu kadar diğer canlılar için de büyük tehlike teşkil etmektedirler. Son
zamanlarda bilim adamları bu maddelerle yeni bir mücadele sistemi keşfettiler.
Bu mücadele sistemini de "Biyoremediasyon" diye
adlandırdılar. Tehlikeli maddeleri, zararsız (su ve karbondioksit) veya daha az
zararlı maddelere parçalamak için mikroorganizmaların kullanıldığı uzun süreçli
arıtım prosesleri biyoremediasyon olarak
bilinmektedir.
¢Çevre biyoteknolojisi uygulamaları
çoğunlukla, doğal mikroorganizmalarla (bakteri, mantar vb.) atıkların
arıtımında kullanılır. Modern biyoteknolojiden yararlanıldığı kimi
tekniklerde, parçalanması zor bazı atıklarla uğraşmak için genetik değişikliğe
uğramış mikroorganizmaların kullanımı mümkündür. Geleneksel yöntemlerden çok
daha verimli olan çevre biyoteknolojisi
sayesinde, yüksek
sıcaklıklarda yakma ve atık sahaları oluşturma gibi yöntemlere alternatifler
oluşturabilmektedir.
¢Biyoremediasyon, çevre
kirliliğinin bertarafında ve önlenmesinde etkili
bir biyoteknolojik yaklaşım olarak gün
geçtikçe önem kazanmaktadır. Biyoremediasyon; mikroorganizmaların
kirleticileri çevreden alma kapasitesine sahip olmaları ve bunları büyüme ve metabolik
faaliyetleri için kullanmaları esasına dayanmaktadır. Biyoremediasyon tasarımının
asıl amacı, mikrobiyal büyüme ve aktivite için en uygun şartların sağlanmasıdırBiyoremediasyon adlı yöntem iki biçimde
uygulanır.
1)Atıkların döküldüğü bölgeye besin aktarımı yapılarak, toprağın bakteri
kompozisyonuna göre, halihazırda toprakta bulunan bakteriler etkin duruma
geçirilir.
2)Toprağa yeni bakteriler aktarılır. Çevresel koşullar kontrol edilir veya
mikroorganizmaların
metabolik aktivitelerini ve büyümelerini optimize etmek için
koşullar değiştirilir
Biyoremediasyon için çevrenin
optimizasyonunda; sıcaklık, inorganik nütrientler(öncelikle
azot ve fosfor), elektron alıcılar (oksijen, nitrat ve sülfat) ve pH gibi
çevresel faktörler modifiye edilmektedir.
Bakteriler, zararlı atıkları, zararsız yan ürünlere dönüştürdükten sonra ya
ölürler ya da sayıları normal populasyon düzeyine gelir. Böylece ekolojik denge bozulmaz.
Bakterilere benzer bir biçimde, kirlenen bölgelerdeki metaller ve atıklarla
beslenmesi için bitki ve mantarlar da kullanılabilmektedir.Özellikle gıda (şeker, alkol, et, süt, meşrubat), kağıt ve
selüloz endüstrisi biyoteknolojinin bu uygulaması için çok
uygundur.
Çevre konusundaki hassasiyetlerin artması ile çevre biyoteknolojisi
uygulamaları artacaktır. Bugün, dünyadaki birçok kent, atık sularını temizlemek
için mikroorganizmaları kullanmakta ve bu kentlerin sayısının hızla artması
beklenmektedir. Organik kimyasal madde ya da kağıt ve fermentasyon ürünleri
üreten birçok fabrikanın atıkları biyoteknoloji
yöntemleriyle temizlenmektedir. Birçok kent ve yerleşim bölgesi,
"kahverengi alan" diye adlandırılan boşaltılmış endüstri bölgelerini,
biyoremediasyon ve benzeri yöntemlerle
temizlemeyerek yeniden kullanıma açmaktadır. Böylece yeni endüstri bölgelerinin
kurulması önlenerek "yeşil bölgeler" de korunmuş olmaktadır
¢Mikroorganizmaların
yiyebildikleri tek madde petrol değildir maddeler arasında DDT, TNT, PCB ve
benzeri bütün zehirli maddeleri yiyebilirler. Ayrıca krezot ve petraklorofenol; petrokimyevîlerden de benzen, xylene ve boya
imalatında kullanılan toluene'yi de yiyebilmektedirler
¢İnsan ve tabiata hizmet
için yaratılmış bu muhteşem varlıklar, kanser hastalığına sebep olan uranyum ve
diğer radyoaktif maddeleri dahi etkisiz hale getirirler. Mesela; Ohio'da bir
hava üssünde mühendisler, uçak boyasında kullanılan "Poliyurethanes" adlı
zehirli maddeyi tesirsiz hale getiren bir mantar çeşidi yetiştirdiler.
Güneydoğu Washington'daki Hanford nükleer rezervasyonunda toprak ve suya nükleer yakıt
yapımında kullanılan ve kanser hastalığına sebep olan -Karbon tetraklorid bulaşmıştı.
Kuzeybatı pasifik laboratuarlarından bir grup araştırmacı, beslendiklerinde tetraklorid'i
parçalayabilen ve zehirli nitratları da, zararsız nitrojen gazına çeviren
mikroorganizmalar keşfettiler.
¢İnsan ve tabiata hizmet
için yaratılmış bu muhteşem varlıklar, kanser hastalığına sebep olan uranyum ve
diğer radyoaktif maddeleri dahi etkisiz hale getirirler. Mesela; Ohio'da bir
hava üssünde mühendisler, uçak boyasında kullanılan "Poliyurethanes" adlı
zehirli maddeyi tesirsiz hale getiren bir mantar çeşidi yetiştirdiler.
Güneydoğu Washington'daki Hanford nükleer rezervasyonunda toprak ve suya nükleer yakıt
yapımında kullanılan ve kanser hastalığına sebep olan -Karbon tetraklorid bulaşmıştı.
Kuzeybatı pasifik laboratuarlarından bir grup araştırmacı, beslendiklerinde tetraklorid'i
parçalayabilen ve zehirli nitratları da, zararsız nitrojen gazına çeviren
mikroorganizmalar keşfettiler. Açık sulardaki petrol sızıntıları, yakıt tankerlerinin
patlaması gibi kütlesel çevre felaketlerinin temizlenmesi
Toprak ve yeraltı suyundaki hidrokarbon kirliliği
Mazot sınıfı ve benzin sınıfı organiklerin biyoremediasyon sisteminde
giderimi
Tehlikeli/zararlı madde kullanım yerleri ve depoları (yeraltı ve yerüstü
tankları) toprak kirlenmesine çok müsait olan yerlerdir. Dolma ve boşaltma
işlemleri sırasında veya depolarda/hatlarda meydana gelen sızıntılar veya anî
deşarjlar yolu ile tehlikeli/zararlı maddeler ve atıklar toprağı
kirletebilirler. Bidonların üstü açık ortamda ve doğrudan toprağın üstünde
depolanması ciddi toprak kirlenmesine yol açabilir. En çok rastlanan kirletici
maddelerin başında petrol ürünleri (yakıtlar, yağlar, solventler vs.)
gelmektedir.
Bosecker (2001), toprak ve sedimentlerin, mineral
endüstrisi atıklarının ve maden sahalarının arıtılmasında mikrobiyal sızma
teknolojilerinin basit ve etkili sistemler olduğuna dikkat çekmiş ve metalleri
çözünebilir hale getirebilen mikroorganizmaların mutasyon ve seleksiyonla
genetik anlamda geliştirilmesinin biyoremediasyon
teknolojilerinin gelecekteki uygulamalarını arttıracağını vurgulamıştır.
TÜRKİYE’DE BİYOREMEDİASYON
¢Türkiye gerek karadan
gerekse denizden olmak üzere son yıllarda petrol taşımacılığında bir geçiş
ülkesi konumuna gelmiş durumdadır. Özellikle, İstanbul ve Çanakkale
Boğazlarındaki sıkışık petrol tanker trafiği başta olmak üzere,
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru hattı ve diğerleri olası petrol ve petrol türevleri ile
ilgili çevresel kirlenmeler açısından ülkemizin risk faktörünü epey
yükseltmiştir. Bunun yanında; hızla gelişmekte olan sanayimizin yarattığı su ve
karada meydana gelen ağır metal kirlenmeleri diğer bir acil çözüm bekleyen
problemlerdendir. Biyoremediasyon (Bioremediation) olarak
adlandırılan, bu kirliliğin temizlenmesinde bakteri, alg ve bitkilerin
kullanılmasına dayanan teknolojiler bu konuda en umut verici çözüm
yollarındandır. Bitki Moleküler Genetiği Laboratuarı ülkemize özgü bitki, alg
ve bakteri türlerinin biyoremediasyon kapasitelerinin
moleküler genetik analizini yapmayı kendisine birincil hedef olarak
seçmiştir.
¢SONUÇ:
Biyoremediasyon, günümüzde büyük bir
problem olan çevre kirliliği ve zehirli atıklara çare olabilir. İnsanoğlunun
çıplak gözle göremediği bu minik yaratıklar, çaresini bulamadığımız büyük
problemlerimizi çözümleyebilirler. Bu nedenle her geçen gün önem kazanmakta ve
insanoğluna fayda sağlamaktadırlar.
¢Çevre biyoteknolojisi uygulamaları
çoğunlukla, doğal mikroorganizmalarla (bakteri, mantar vb.) atıkların
arıtımında kullanılır. Modern biyoteknolojiden yararlanıldığı kimi
tekniklerde, parçalanması zor bazı atıklarla uğraşmak için genetik değişikliğe
uğramış mikroorganizmaların kullanımı mümkündür. Geleneksel yöntemlerden çok
daha verimli olan çevre biyoteknolojisi
sayesinde, yüksek
sıcaklıklarda yakma ve atık sahaları oluşturma gibi yöntemlere alternatifler
oluşturabilmektedir.
¢Biyoremediasyon, çevre
kirliliğinin bertarafında ve önlenmesinde etkili
bir biyoteknolojik yaklaşım olarak gün
geçtikçe önem kazanmaktadır. Biyoremediasyon; mikroorganizmaların
kirleticileri çevreden alma kapasitesine sahip olmaları ve bunları büyüme ve metabolik
faaliyetleri için kullanmaları esasına dayanmaktadır. Biyoremediasyon tasarımının
asıl amacı, mikrobiyal büyüme ve aktivite için en uygun şartların sağlanmasıdırBiyoremediasyon adlı yöntem iki biçimde
uygulanır.
1)Atıkların döküldüğü bölgeye besin aktarımı yapılarak, toprağın bakteri kompozisyonuna göre, halihazırda toprakta bulunan bakteriler etkin duruma geçirilir.
2)Toprağa yeni bakteriler aktarılır. Çevresel koşullar kontrol edilir veya mikroorganizmaların
metabolik aktivitelerini ve büyümelerini optimize etmek için
koşullar değiştirilir
Biyoremediasyon için çevrenin
optimizasyonunda; sıcaklık, inorganik nütrientler(öncelikle
azot ve fosfor), elektron alıcılar (oksijen, nitrat ve sülfat) ve pH gibi
çevresel faktörler modifiye edilmektedir.
Bakteriler, zararlı atıkları, zararsız yan ürünlere dönüştürdükten sonra ya ölürler ya da sayıları normal populasyon düzeyine gelir. Böylece ekolojik denge bozulmaz. Bakterilere benzer bir biçimde, kirlenen bölgelerdeki metaller ve atıklarla beslenmesi için bitki ve mantarlar da kullanılabilmektedir.Özellikle gıda (şeker, alkol, et, süt, meşrubat), kağıt ve selüloz endüstrisi biyoteknolojinin bu uygulaması için çok uygundur.
Çevre konusundaki hassasiyetlerin artması ile çevre biyoteknolojisi uygulamaları artacaktır. Bugün, dünyadaki birçok kent, atık sularını temizlemek için mikroorganizmaları kullanmakta ve bu kentlerin sayısının hızla artması beklenmektedir. Organik kimyasal madde ya da kağıt ve fermentasyon ürünleri üreten birçok fabrikanın atıkları biyoteknoloji yöntemleriyle temizlenmektedir. Birçok kent ve yerleşim bölgesi, "kahverengi alan" diye adlandırılan boşaltılmış endüstri bölgelerini, biyoremediasyon ve benzeri yöntemlerle temizlemeyerek yeniden kullanıma açmaktadır. Böylece yeni endüstri bölgelerinin kurulması önlenerek "yeşil bölgeler" de korunmuş olmaktadır
Bakteriler, zararlı atıkları, zararsız yan ürünlere dönüştürdükten sonra ya ölürler ya da sayıları normal populasyon düzeyine gelir. Böylece ekolojik denge bozulmaz. Bakterilere benzer bir biçimde, kirlenen bölgelerdeki metaller ve atıklarla beslenmesi için bitki ve mantarlar da kullanılabilmektedir.Özellikle gıda (şeker, alkol, et, süt, meşrubat), kağıt ve selüloz endüstrisi biyoteknolojinin bu uygulaması için çok uygundur.
Çevre konusundaki hassasiyetlerin artması ile çevre biyoteknolojisi uygulamaları artacaktır. Bugün, dünyadaki birçok kent, atık sularını temizlemek için mikroorganizmaları kullanmakta ve bu kentlerin sayısının hızla artması beklenmektedir. Organik kimyasal madde ya da kağıt ve fermentasyon ürünleri üreten birçok fabrikanın atıkları biyoteknoloji yöntemleriyle temizlenmektedir. Birçok kent ve yerleşim bölgesi, "kahverengi alan" diye adlandırılan boşaltılmış endüstri bölgelerini, biyoremediasyon ve benzeri yöntemlerle temizlemeyerek yeniden kullanıma açmaktadır. Böylece yeni endüstri bölgelerinin kurulması önlenerek "yeşil bölgeler" de korunmuş olmaktadır
¢Mikroorganizmaların
yiyebildikleri tek madde petrol değildir maddeler arasında DDT, TNT, PCB ve
benzeri bütün zehirli maddeleri yiyebilirler. Ayrıca krezot ve petraklorofenol; petrokimyevîlerden de benzen, xylene ve boya
imalatında kullanılan toluene'yi de yiyebilmektedirler
¢İnsan ve tabiata hizmet
için yaratılmış bu muhteşem varlıklar, kanser hastalığına sebep olan uranyum ve
diğer radyoaktif maddeleri dahi etkisiz hale getirirler. Mesela; Ohio'da bir
hava üssünde mühendisler, uçak boyasında kullanılan "Poliyurethanes" adlı
zehirli maddeyi tesirsiz hale getiren bir mantar çeşidi yetiştirdiler.
Güneydoğu Washington'daki Hanford nükleer rezervasyonunda toprak ve suya nükleer yakıt
yapımında kullanılan ve kanser hastalığına sebep olan -Karbon tetraklorid bulaşmıştı.
Kuzeybatı pasifik laboratuarlarından bir grup araştırmacı, beslendiklerinde tetraklorid'i
parçalayabilen ve zehirli nitratları da, zararsız nitrojen gazına çeviren
mikroorganizmalar keşfettiler.
¢İnsan ve tabiata hizmet
için yaratılmış bu muhteşem varlıklar, kanser hastalığına sebep olan uranyum ve
diğer radyoaktif maddeleri dahi etkisiz hale getirirler. Mesela; Ohio'da bir
hava üssünde mühendisler, uçak boyasında kullanılan "Poliyurethanes" adlı
zehirli maddeyi tesirsiz hale getiren bir mantar çeşidi yetiştirdiler.
Güneydoğu Washington'daki Hanford nükleer rezervasyonunda toprak ve suya nükleer yakıt
yapımında kullanılan ve kanser hastalığına sebep olan -Karbon tetraklorid bulaşmıştı.
Kuzeybatı pasifik laboratuarlarından bir grup araştırmacı, beslendiklerinde tetraklorid'i
parçalayabilen ve zehirli nitratları da, zararsız nitrojen gazına çeviren
mikroorganizmalar keşfettiler. Açık sulardaki petrol sızıntıları, yakıt tankerlerinin
patlaması gibi kütlesel çevre felaketlerinin temizlenmesi
Toprak ve yeraltı suyundaki hidrokarbon kirliliği
Mazot sınıfı ve benzin sınıfı organiklerin biyoremediasyon sisteminde giderimi
Tehlikeli/zararlı madde kullanım yerleri ve depoları (yeraltı ve yerüstü tankları) toprak kirlenmesine çok müsait olan yerlerdir. Dolma ve boşaltma işlemleri sırasında veya depolarda/hatlarda meydana gelen sızıntılar veya anî deşarjlar yolu ile tehlikeli/zararlı maddeler ve atıklar toprağı kirletebilirler. Bidonların üstü açık ortamda ve doğrudan toprağın üstünde depolanması ciddi toprak kirlenmesine yol açabilir. En çok rastlanan kirletici maddelerin başında petrol ürünleri (yakıtlar, yağlar, solventler vs.) gelmektedir.
Bosecker (2001), toprak ve sedimentlerin, mineral endüstrisi atıklarının ve maden sahalarının arıtılmasında mikrobiyal sızma teknolojilerinin basit ve etkili sistemler olduğuna dikkat çekmiş ve metalleri çözünebilir hale getirebilen mikroorganizmaların mutasyon ve seleksiyonla genetik anlamda geliştirilmesinin biyoremediasyon teknolojilerinin gelecekteki uygulamalarını arttıracağını vurgulamıştır.
TÜRKİYE’DE BİYOREMEDİASYON
Toprak ve yeraltı suyundaki hidrokarbon kirliliği
Mazot sınıfı ve benzin sınıfı organiklerin biyoremediasyon sisteminde giderimi
Tehlikeli/zararlı madde kullanım yerleri ve depoları (yeraltı ve yerüstü tankları) toprak kirlenmesine çok müsait olan yerlerdir. Dolma ve boşaltma işlemleri sırasında veya depolarda/hatlarda meydana gelen sızıntılar veya anî deşarjlar yolu ile tehlikeli/zararlı maddeler ve atıklar toprağı kirletebilirler. Bidonların üstü açık ortamda ve doğrudan toprağın üstünde depolanması ciddi toprak kirlenmesine yol açabilir. En çok rastlanan kirletici maddelerin başında petrol ürünleri (yakıtlar, yağlar, solventler vs.) gelmektedir.
Bosecker (2001), toprak ve sedimentlerin, mineral endüstrisi atıklarının ve maden sahalarının arıtılmasında mikrobiyal sızma teknolojilerinin basit ve etkili sistemler olduğuna dikkat çekmiş ve metalleri çözünebilir hale getirebilen mikroorganizmaların mutasyon ve seleksiyonla genetik anlamda geliştirilmesinin biyoremediasyon teknolojilerinin gelecekteki uygulamalarını arttıracağını vurgulamıştır.
TÜRKİYE’DE BİYOREMEDİASYON
¢Türkiye gerek karadan
gerekse denizden olmak üzere son yıllarda petrol taşımacılığında bir geçiş
ülkesi konumuna gelmiş durumdadır. Özellikle, İstanbul ve Çanakkale
Boğazlarındaki sıkışık petrol tanker trafiği başta olmak üzere,
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru hattı ve diğerleri olası petrol ve petrol türevleri ile
ilgili çevresel kirlenmeler açısından ülkemizin risk faktörünü epey
yükseltmiştir. Bunun yanında; hızla gelişmekte olan sanayimizin yarattığı su ve
karada meydana gelen ağır metal kirlenmeleri diğer bir acil çözüm bekleyen
problemlerdendir. Biyoremediasyon (Bioremediation) olarak
adlandırılan, bu kirliliğin temizlenmesinde bakteri, alg ve bitkilerin
kullanılmasına dayanan teknolojiler bu konuda en umut verici çözüm
yollarındandır. Bitki Moleküler Genetiği Laboratuarı ülkemize özgü bitki, alg
ve bakteri türlerinin biyoremediasyon kapasitelerinin
moleküler genetik analizini yapmayı kendisine birincil hedef olarak
seçmiştir.
¢SONUÇ:
Biyoremediasyon, günümüzde büyük bir problem olan çevre kirliliği ve zehirli atıklara çare olabilir. İnsanoğlunun çıplak gözle göremediği bu minik yaratıklar, çaresini bulamadığımız büyük problemlerimizi çözümleyebilirler. Bu nedenle her geçen gün önem kazanmakta ve insanoğluna fayda sağlamaktadırlar.
Biyoremediasyon, günümüzde büyük bir problem olan çevre kirliliği ve zehirli atıklara çare olabilir. İnsanoğlunun çıplak gözle göremediği bu minik yaratıklar, çaresini bulamadığımız büyük problemlerimizi çözümleyebilirler. Bu nedenle her geçen gün önem kazanmakta ve insanoğluna fayda sağlamaktadırlar.
Sunumunu yazmamalısın. Araştırma yapman gerekir. 70
YanıtlaSilGördüğüm en kötü biyoremediasyon yazısı. Onu geçtim bir çok şey yanlış. Buradan yazara seslenmek istiyorum, bu yazıyı kaldırın bence çok fazla rezil olmadan. Bizler baya bir güldük çünkü.
YanıtlaSil